Fıtbl... Vat-iz-FITBL? Bu sorunun cevabını vermek demek, evrenin sırlarından birini çözmek demektir. Kitleleri peşinden sürükleyen; onbinlerce kişiyi kâh bir koroya, kâh bir senfoni orkestrasına hatta ve hatta yeri geldiğinde ufak çaplı bir orduya dönüştürebilen bir kozmik güç... Futbol fanatizmi bir çok millî, hamasî ve dinî değerin önüne geçmeyi başarmıştır. Beşiktaş Çarşısı geleneksel olarak Ramazan-ı Şerif ayında Dolmabahçe Camii'nin imamına ana avrat sövmek marifetiyle iftarı 5-10 dakika öne almış, Fenerbahçe tribünleri sırf fenerli olduğu için Recep Tayyip Erdoğan gibi bir kavramı bağrına basmıştır. Aynı taraftar fenerli olmasına rağmen Dünya Futbolu'na yön veren Şenes Erziği Fener'e kıyak çekmediği için ana-bacı yuhalamıştır. Örnekler mutlaka çoğaltılabilir fakat bundan sonrası lafı uzatmaya girer.
Çok değerli yazar-düşünür-apışır Gajdop'un kaleme aldığı bu yazı dizisinde modern Dünya'nın hastalığı, çağımızın kanseri futbol ve futbol bahane edilerek halk üzerinde oynanan oyunlar, satılan limanlar, İsrail'e peşkeş çekilen mayınlı araziler, sözde Ermeni sorunu, sözde Kürt açılımı ve sözde Laz böreği konu ediliyor. Yazarın dapdaracık hayat penceresinden kendine özgü at gözlüklü bakış açısını kullanarak söz sanatlarından yoksun bir biçimde kaleme aldığı bu yazı dizisi henüz yayımlanmadan torrente düştü ve haliyle futbol, siyaset ve din alimleri çevresinde bomba etkisi yarattı ve tepkiler gecikmedi. Hafif tırsan yazarımız üslubunu biraz yontarak 12 sene sonra ikinci sürümü yarattı ve bazı zümrelerin tepkisinden ince fuleli bir çalımla sıyrılmayı başardı. Bu yazı dizisi 2. sürümü içermektedir. Hiç yayımlanma şansı bulamayan birinci sürüm ise boynu bükük bir biçimde tozlu kulepiçi arşivlerindeki yerini almıştır (konuyla ilgili olarak bkz: Fenerli Tarık).
Kulepiçi gugurla sunar.
_________________Tefrika #1___________________
Birinci Dünya Savaşı'nın seyrini değiştiren muharebe, 13 Ocak 1999'da, Eskişehir'in Vişnelik mahallesinde bulunan eski Migros arsası ovasında yapıldı. Muharebe, uzmanlar tarafından, jeopolitik ve geoid etki sistemleri bazında dünya savaşının İkinci Londra Kuşatması'ndan sonraki en kanlı ve en vahşi çarpışması olarak değerlendirilmektedir.
Bekgraund:
İki ezeli rakip Vişnelik ve Çamlıca, 1999 yılı UEFA Mahalleler Arası Futbol Ligi Galipleri Şampiyonasının yarı finalinde birbirleriyle eşleşmişti. Kura çekiminde havada sezinlenen stres, adeta gelecek felaketin habercisi gibiydi. Tarihlerinde karşı karşıya geldikleri 3 maçta da rakiplerinin fiziksel ve silahsal üstünlüğüne boyun eğen Vişnelik mahallesi takımı, bu eşleşmede ilk maçı kendi evlerinde oynayacak olmanın avantajını kullanmak istiyordu. Bu amaçla, mahallede bulunun Melahat Ünügür Ortaokulu ve Cumhuriyet Lisesi'nde zorunlu askerlik hizmeti sistemi getirilmiş, 'Zorunlu askerliğe hayır!' diye sözde sloganlar atan bir kısım densiz, vatan haini ilan edilerek alaturka tuvalet deliğine tersten sokulmak suretiyle etkisiz hale getirilmişti. Çamlıca mahallesi takımı ise fizik üstünlüğe dayalı Doğu Anadolu ekolü futboluna ve bloklar arası bağlantılarına güveniyordu.
Prelude:
Üstte Melahat Ünügür, altta Cumuriyet lisesi
Çamlıca mahallesi futbol takımı, Vişnelik mahallesi gençlerinin kurduğu pusuyu öğrendiğinde takım Kırmızı 3 nolu belediye otobüsüyle çoktan maç için yola koyulmuştu. Takım kaptanı ve o zamanlar mahallenin en korkulan üyesi olan Amakorhan lakaplı Korhan Abi ise akşamdan kalma olduğu için yoldaşlarını yalnız bırakmıştı. Komutayı kimin alacağı konusunda kısır bir tartışmaya giren Çamlıca gençleri, 'Kura çekek la, kim lider olacak kura belirlesin'' diyen arkadaşları Aristo'nun sesine kulak verdiler. Kuradan çıkan sonuç belki de şansın tarihi olayları şekillendirmede jöle kadar önemli olduğunu biz fanilerin yüzüne tokat gibi çarpan bir sonuçtu: kuradan İskender çıkmıştı. Arkadaşları arasında esmer teni ve kahverengi saçları nedeniyle Sarıiskiiii diye adlandırılan İskender, Çamlıca simit fırınında çıraklık yapan, takımda 5inci yedek olarak bench ısıtan, silik bir şahsiyetti. Bahtının kendine çizdiği yolda yürüyen küçük İskender, daha dün üvey dayısının tarlasında kargaları kovalarken, bir anda kendisini Çamlıca'nın reisi konumunda buluvermişti.
Çamlıca mahallesinden bir görüntü
Vişnelik'in mükemmel organüzasyonu ve Çamlıca'nın başında tecrübesiz Sarııiski'nin bulunması ibreyi Vişnelik'e dönderiyor, Vişnelik mahallesi için zafer kaçınılmaz görünüyordu... Ancak henüz o yıllarda kimse, İskender'in, bir kaç yıl içinde 2 ilçeyi hakimiyeti altına alacak olan ünlü Bizans terör örgütünün sözde lideri Alexander the Great olduğu tahmin bile edemezdi....
.
YARIN:
Tefrika#2: Savaş hazırlıkları, dahili ve harici bedhahlar, papaz atmosferi.........
2 yorum:
ilginc ve cilginc bir baslangic. ikinci sayi nazaman cikio?
neden olmasin:)
Yorum Gönder