10.10.09

Gozlu'ya Guş Bakışı


Her ne kadar dünyaca ünlü Frenk ve Zermen okullarında okusam da, dünyayı gezmiş olsam da benim gibin elit sınıf bir yazarınız da Yaşar Kemal gibi bir zamanlar çocuktu. Her gün ekmek aldığı bakkaldan metro çalan, AS900 gamyonlan Anadolu Liseli conconları ve zenginleri döven, polise meydan okuyan, sinirlenince avuç içini yere vurarak Allah cc ye ve celaluna and içen, sonradan ara geçiş formu erkek olan çocukluk argadaşıyla cinsel münasabette bulunan insanlarla tanıştım, tanıdım, aynı ortamda günde 12 saat durdum, aynı gave de kinge döndüm, argadan yanaştım. Evet başlıktan da anlayacağınız gibi yazım çocukluğum ve gençliğimin geçtiği; başkent olmayı hakéden ama dış mihrapların etkisiyle son anda Ankara tarafından egale edilen şehr-i muazzam Gozlu hakkında. Gurulduğu 1350 Rum-i (1875 Miladi) yılından beri ”Kozlu diye yazılır, Gozlu diye okunur” sileganıyla gönüllere tahd guran bu memleket, Mevlananın kitablarında da pointe edilmiştir. (http://www.kozlu.bel.tr/belge.asp)

Bu gadar patinajdan ve silegandon sonra size Gozlu hakkında bir kaç statistiki bilgi de vermeden geçmeyeyim diyorum, ne dersiniz?

Adı: Gozlu
Fitbol takımı: Gozlu Belediyespor
Forma Reklamı: Gozlu Sosyete Pazarı
Gelir Gaynakları: Emekli Maaşı ve Özel Güvenlik Hizmetleri

Gozlu hakkında ilk hikayem Fassesi (Fatih Sitesi) Mahallesinda geçiyor. O ve G isimli bu ikili, ortaokul yıllarında değirmenağzı adlı deniz kenarında tanıştığımız iki insandı. Kendi yorumlarımı katmadan sadece karakterlerini sofranıza sunacağım ve yazar arkadaşım, can dostum, bebeğim Gajdopun Memleketten İnsan Manzâralârı serisine bağlamayı pilanlıyorum.

G; deli, tek başına sessiz, babasından deli gibi korkan, renkli gözlü, 6 yaşında sigaraya başlamış bir arkadaşımız. Bireysel yaptığı işler arasında 5 mt lik kayadan 21 fitesli bisikletiyle denize atlamak, 200 basamaklı merdövenden yine 21 fitesli biankisiyle inmeye çalışırken dirseğini kırmak, teravi namazında osurup komando edasıyla geri yuvarlanarak geriye yavaş dönen dayıların başka genç kardeşlerimize ”Pis herif” diye bağırmasını sağlamak, yine teravih namazı sırasında kendinden yaşça ve fizikçe küçük gençleri secdeye yatan insanların üzerine fırlatmak gelmektedir. Kendisiyle ilgili olan bir anım ise, G 13 ben 11 yaşındayken sigara içtiği esnada, gözlerimden dıman çıkarıcam iddasıyla bana gelmesiyle başlar. Her ne kadar ya bi …..git (defolup gider misin lütfen) dememe rağmen ısrar etmesi sonucu, bir fırt çektikten sonra deniz tuzundan kızarmış cırtlak mavi gözlerine bütün tikkatimle baktığım esnada sigaranın sonunu ayağıma bastırarak ortalığı kahkahalara boğmuştur.

O: Bembeyaz süüüüüüüüüüüüüt diye tabir ettiğimiz teni olan, Rüştü Rençber saçlı, gereksiz mi gereksiz, pis pis sırıtarak hayatını geçiren, sırtlan çehreli, mitahyit babasının yaptırdığı dünya çakması apartman inşaatlarında, ortaokul-lise önünde gezen, sanırsam liseden atılan, 14 yaşında AS900 gamyon gullanan bir insan kendisi. Ona buna sataşan, bir çoğunda dayak yiyip ananızı s..tircem sizin diye arkadasına baka baka g.tüm g.tüm giden bir sahıs kendisi. En son gördüğümde Lise 1. sınıftaydım (1995). Gozsesi-Anadossesi (Gozlucaya yeni başlayanlar için:Kozlu Lisesi-Anadolu Lisesi) fitbol müsabakasına 30 km lik mesafaye AS900 kod adlı gamyonun gasasında (1 gamyon adam) Gozsesinden adam getirmişti. Çıkan gavgalar sonunda Anadossesinden iki dik başlı argadaşım .mı g.tü gaybetmişti. Hatta Gozsesinden de bir arkadaşımın da kösele ayakkabısının tokası kopmuştu kafaya tekme attığı esnada.



Güneşin havada ışıl ışıl sakrekttiği bir gün, O ve G (yazının ilerleyen kısmında O ve G diye bahsedeceğim) Değirmenağzı Deniz Kenarı Resort’ta gördüm. Kıyıdan 15-17 metre uzakta, derinliğin 3-4 mt olduğu, ada diye nitelediğimiz (üzerinden atlanılan) gaya parçasının önünde garşılaştım gendileriyle. Kordükleri her canlıyı suyun dibine batırıyorlar, battıktan sonra da gafasına basarak dibe daha da yaklaşmasını hatta dibe değmelerini bizzat sağlıyorlardı. Ben sessizce uzaklaşırken birden birbirlerine gızdılar, sanırım G, O’ya su atmıştı. O da, Ananı Bacını g..ten tepe taklak ediim, serefsiz, ibnesin olum, ebenin taaa .mna goyyım, gibi ağza alınmayacak laflar ve nicelerini sarfetmişti. O’nun gullandığı bir ton küfürün içinde sadece birer kere ana ve bacı kelimeleri geçiyordu. Onca küfüre aldırmayan O, (hala suyun içinde olduklarını, 13 yaşında sigaradan gerekli zararı çoktan görmüş ciğerleriyle suyun yüzeyinde debelendiklerini de tekrar hatırlatmak isterim) G’ye dönerek aykontak yakaladı. Ve hem G hem O aynı anda ”ŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞ... Anaya Bacıya Laf Yooook!” sözlerini sarfederek tokalaştılar. Bütün su yüzeyinde kalma efordunu ayaklara vererek el sıkıştılar, ense kavrama özel harekâtını yaptılar ve öpüşerek bir sonraki hedefleri olan bana hızla yöneldiler. Hikayenin geri kalanının konuyla alakası olmadığı için burada bitiriyorum.

Gozluya Guş Bakışı (Memleketten Insan Manzâralârı serisine paralel) köşesinde yeniden görüşmek üzre. Sağlıcakla kalın memleketim insanları…

Hiç yorum yok: