16.12.09

İnkilap Tarihi Dersleri (6)

İkinci Dünya Meydan Muharebesi

- Son Bölüm -


Tekmili Birden Çok Kısım

Yazan: Gajdop & Modern Tesis
_________________________________________________
Hindex:
   4. Moskova'nın Fethinin Sonuçları
Savaşın Ardından
_________________________________________________


Dünün Özeti, Günün Özeti:
Stalingrad ve Kamçatka üzerinden iki kol halinde Moskova'ya yürüyen şanlı Nazi ordusu, 53 gün süren kanlı kuşatma sonucunda, gök yüzünde beliren mübarek bulutun da katkısıyla Moskof elini fethetti. Stalin Kızıl Meydan'da sallandırıldı. Orhan Paşa, kukla bir hükümeti Rus elinin başına atayarak savaşı noktaladı. Peki dünyanın diğer ülkeleri bu olaylara nasıl tepki verecekti?
_________________________________________________


4. Moskova'nın Fethinin Sonuçları



Moskova'nın düşmesi ve sözde serok Stalin'in idamının ardından Sovyetler Birliği'nin diğer yörelerinin savaşma azmi kalmamıştı. Bütün şehirler Hitler'e bağlılık yemini ettiler. Böylelikle, Rusya vatan toprağı haline geldi ve ikinci dünya savaşının silahlı propoganda kısmı sona ermiş oldu.

Dünyada söz sahibi olan ve o ana değin "Aman Naziler bize bulaşmasın" diyerek kaypaklık eden İngiltere, korku içinde kaderini bekliyordu. Bu beyaz götlü, mor dudaklı pis halkın korkuları gerçekleşmedi ve İngiltere tek kurşun sıkmadan ele geçirildi. Direnç göstermesi beklenen tek ülke olan İngiltere'nin savaş görmeden Nazi toprağı olması, Türk Alman devletinin salt askeri gücüyle değil teknolojik üstünlüğüyle açıklanabilir. Orhan Paşa'nın aslen Moskof kuşatmasına sipariş ettiği fakat muharebeye yetişemeyen gizli bir silah, İngiltere'nin şartsız teslimiyetini getirdi. Macar bir bilim adamı olan Urban Usta'ya döktürülen atom bombası, İngilizlerin kel devlet adamı Churchill'i korkuttu. Bu silaha karşı hiç bir şansları olmadığını idrak eden Churchill, İngiltere kralını teslim bayrağı çekmeye ikna etti. Kendisi de bir Türk dostu olan kral ikinci Elizabet, Hitler'e gönderdiği mektupla, İngiltere'nin bir türk ili sayılması ve ana dilde eğitim hakkının korunması karşılığında teslim olmayı kabul etti. Hitler,   İngiltere'yi bir Türk vilayeti yapan Lozan Antlaşması görüşülürken, arkasından sinsice yaklaştığı Churchill'in ensesine bir adet eklemeyi ve şakacı yönünü sergilemeyi de ihmal etmedi. 



İngilizlerin kel siyaset adamı Churchill



O zamanın diğer bi kayda değer devleti olan Amarıka Birleşik Devleti ise tamamen ekönomik üstünlüğe endeksli finansal sistemler aracılığıyla ele geçirilmiştir. Türk Alman imparatorluğunun yükselişiyle dövize boğulan Galata esnafı, Amarıkan pazarını mallarıyla ele geçirdi ve Galata esnafının taktikleriyle mücadele edemeyen Amarıkalı tüccarlar mallarını ve şirketlerini bir bir Türklere kaptırdılar. Böylece ekanomisi Türkleşen Amarıka da türk topragı sayıldı. Amarıkan ekonamisinin bağrı diye nitelendirilen Kaliforniya eyaletine, eski SS subayı Arnold Schwarzengger müstemleke valisi olarak atandı ve bu ekönmik sömürge durumunun kalıcılığı güvence altına alındı. Ayrıca, tüm dünyaya gözdağı verme amacıyla, Fransa'da bulunan Reno plastik işletmelerinin fabrikaları, son çivisine kadar söküldü ve Gebze'ye taşındı. Otomotiv sanayiinin öncüsü olan Gebze Motor (GM) şirketi de bu fabrikanın ekipmanını kullanarak filizlenmiş ve ilerleyen yıllarda dünya pazarını ele geçirmiştir. 

Dünya Savaşı, sadece stratejik dengeleri değil, aynı zaman da demografik dengeleri de altüst etti. St Petersburg isimli Rus obasında yaşayan bütün kızlar Antalya'da kurulan Atatürk Toplama Kampı tesislerine nakledilirken, Türk kızları ülkeden çıkartılıp Moğolistan bozkırlarına sürüldü. Bu sayede gittikçe güzelleşen Türk ırkı, nice nesiller boyu türünün devamını sürdürmeyi garanti altına aldı. Anadolu'ya yerleştirilen Rus kızlarının toplama kampında geçirdikleri o zor ilk aylar boyunca üstlerinde mübarek bir bulutun dolaştığı ve gelinlerimize göz kulak olduğu görgü tanıklarının gözlerinden kaçmadı.

Alman ve Türk nazilerinin savaş sırasında yazdığı kahramanlık destanları bugün bile bir çok yöresel türkü ve folklorde yer bulmaktadır. Moskova kuşatması sırasında şehit düşen Kırım Tatarları'nı anmak için Murmansk'ta inşa edilen görkemli Meçhul Asker anıtı ve bu anıtın güneye bakan yüzündeki manzume, bunun en güzel örneklerindendir.


Murmansk'taki Meçhul Tatar Askeri Anıtı. 
Yerel dil İznıtça yazanlar:
Ataydan kalgan bizge: Etli, maylı, kamuraş
Köbetemen katlama, lakşa, cantık, tataraş




Son olarak, Alman türk İslam kültürünün bütün dünyaya yayılması ve dünya üzerindeki kalan toprakların savaşmaksızın, kültürel yolla Nazi devletine katılmasını sağlamak amacıynan, Tevhid-i Tedrisat kanunu çıkarılmıştır. Bu kanun uyarınca, dünyanın dört bir yanında abi evleri ve dinci okulları açılmış, her yıl düzenlenen Almanca Olimpiyatları vasıtasıyla dünyadaki Alman birliği daha da sıkılaştırılmıştır. 



Savaşın Ardından



Görkemli Moskova zaferi ve sovyetlerin teslim olması sonucunda, büyük komutan, çöl aslanı Orhan Pamukoğlu, Hitler tarafından Orfeldmareşal rütbesine yükseltildi ve genelkurmay başkanı yapıldı. Hitler'in emriyle, savaşın bitişini ve Moskova zaferini kutlamak için, Orhan Paşa'nın memleketi ve devletin bir anlamda kuruluş yeri olan Nazilli'de görkemli bir Naziye Moral Gecesi düzenlendi. Zamanın en büyük ve popüler sanatçılarından Berdan Mardini, Selami Şahin, Mahmut Tuncer ve Helmut Kohl şarkılarıyla izleyenlere felekten bir gece geçirtti. Heinrich Himmler eşiyle şarkılara eşlik ederken, Goebbels ile eşi arasındaki soğukluk gözlerden kaçmadı. Zafer kutlamalarını daha da kutlu hale getiren bir olay ise süpriz bir düğün oldu. Savaş kahramanlarından, dişi Red Baron diye bilinen pilot Sabahat Gökçek ve Luftwaffe komutanı Göring, imam nikahı kıydıklarını açıkladılar. Tebrikleri tek tek kabul eden çifte en güzel hediyeyi "Gelinin soyadını değiştirmesine de gerek kalmadı. Neredeyse aynı soyadlarınız. Sabahat IsGoingToSee, Hermann IsSeeing" espirisini patlatan Selami Şahin, taze çifti gülmekten kırıp geçirerek verdi.

Törenin bu eğlenceli dakikalarından sonra, Gazi Orhan Paşa kürsüye geldi. Savaşın zalimliğinden ve yitirilen onca candan bahseden Orhan Paşa bir ara göz yaşlarına hakim olamadı. Orhan Paşa konuşurken, kalabalığın hemen üstünde, ak ve pak, bir mübarek bulut zuhur eyledi. Şimdiye kadar kazanılan bütün türk zaferlerinde ortaya çıkan bu bulut, bir kez de Orhan Paşa ve subaylar zaferlerinin tadını çıkarırken onlara eşlik ediyordu. Orhan Paşa buluta doğru baktı ve savaş tarihine geçen sözlerini sarfetti: "Veni, vidi ,vici!". Tezahüratlar, alkışlar ve mübarek buluttan kopup düşen bir kaç yağmur damlası arasında hıçkırıklarına zor hakim olan Çöl Aslanı, bir çocuk gibi kırılgan, davetlilerden savaşta hayatını kaybeden 300 Nazillili için 300 saniye saygı duruşunda bulunmalarını rica etti. Nazilli'nin gururu, Türk Alman Nazi devletinin onuru olan bu şehit birlik için göz yaşları sel oldu aktı 300 saniye boyunca. Hıçkırıkların feryatlara, feryatların ağıtlara karıştığı, belki de dünyanın en uzun 300 saniyesi boyunca saygıyla anıldı 300 Nazillili. Ve, o askerleri hep kollamış olan bulut, o mübarek bulut, belki de ilk kez koyverdi kendini. Alçaldı.... alçaldı... Kalabalığın üstünü örtmüyordu artık ipekten bir örtü gibi... Kalabalığın tam ortasında, insanların arasındaydı artık. Sahneye doğru hareketlendi ve orada toparlandı bulut. Ve bir insan silüetine büründü. 


O mübarek bulut, Hakkı Bulut idi.




Savaşı Türk Alman devletinin kazanmasında belki de en önemli etken; o mübarek (Hakkı) Bulut




1000 yıllık reich'ın tarihi, işte böyle yazıldı.......




- SON - 

15.12.09

İnkilap Tarihi Dersleri (5)

İkinci Dünya Meydan Muharebesi

Tekmili Birden Çok Kısım

Yazan: Gajdop & Modern Tesis
_________________________________________________
Hindex:
   3. Büyük Taarruz ve İkinci Moskova Kuşatması
_________________________________________________


Dünün Özeti, Günün Özeti:
Stalingrad zaferinin verdiği gazla kendini Hitler'e şirk koyan Nihal Atsız ve ekibi, İzmir suikastı davasında suçlu bulunarak idam edilmişlerdi. Hitler artık Türk Alman Nazi Devleti'nin tartışmasız cumhurbaşkanıydı. Goebbels'in poropoğanda yardımlarıyla halkı gaza getirmek ve zorlu Moskof taarruzu için asker toplamaya çalışıyordu. Moskof'un düşmesi, ikinci cihan harbinin zaferle bitmesi demekti. Ancak yaklaşan kış ve zorlu hava kolulları eğer bir yenilgiye yol açarsa; sonu Naziler için felaket olabilirdi!
_________________________________________________

3. Büyük Taaruz ve İkinci Moskova Kuşatması




Orhan Paşanın şehit cenazesinde yaptığı şova dönüşen konuşmanın hemen ertesi günü, führer, Büyük Taarruz hazırlıklarının hızla tamamlanması ve Moskof yöresine doğru yürüyüşe geçilmesi emrini verdi. Herkes, idam edilen Nihal Atsız'dan boşalan Doğu Orduları Komutanlığı'na Orhan Pamukoğlu'nun getirilmesini bekliyordu. Ancak tüm beklentilerin aksine, Hitler, alman ekolünün güçlü temsiclisi Feldmareşal Gerd Müller'i kumandanlığa getirdi. Bu atama, Orhan Paşayla führerin de arasının açıldığı ve idam edilen Nihal Atsız’ın kliğinde Orhan Paşa’nın da bulunduğu yorumları yapılmasına yol açtıysa da, Hitler'in planı başkaydı.

En az, Stalingrad muharebesinde kahramanca can veren Nazilli tugayı kadar elit olması planlanan yeni bir özel kuvvet, beklenenden daha kısa sürede oluşturulmuştu. Kızıldereli gençlerinden oluşturulan Kızılbereli Mekanize Dağ ve Komando Tugayı, harbe dahil olmaya hazırdı. Ve Hitler, bu grubun başına Çöl Aslanı Orhan Paşa'yı getirmişti. Gizli bir harekatla Orhan Paşa komutasındaki Kızılbereliler'i müthiş bir locistik hamlesiyle, Rusya'nın doğu ucunda bulunan Kamçatka Dağları'na (Avaşin bölgesi - İkiyaka dağ sırası) indirmişti. Plan dahiyaneydi: Gerd Müller yönetimindeki ana ordu batıdan Moskof'u sıkıştırırken, gomünüstlerin saldırı beklemediği ve bu yüzden tahakkümde bulunmadıkları doğu yönünden de Kızılbereliler gelecek ve Moskof'u abluka altına alarak turan bozkurt taktiği yapmış olacaklardı. Orhan Paşa hiç vakit kaybetmeden Vladivostok'tan Moskova'ya yürümeye başladı. Kızılbereliler'in tek hedefi, Moskova’ya kadar olan 9 bin km'lik yolu 3-4 günde yürüyerek Moskova'ya doğudan, Müller komutasındaki ana ordu ile aynı anda saldırmaktı. 




Büyük Taarruz Pilanı (ayrıntılar için dıklayınız ve büyütünüz)
Pempe balön: Stalingrad
Morumsu balön: Moskova
Sarımsı balön: Vladivostok kırsalı



Ana orduyu sayıca daha da takviye etmek gerektiğini farkeden Hitler, gene Goebbels'in tekniklerine başvurdu. Gönüllü asker katılımını iyice artırmak için Goebbels, Mekke'nin Rus ve İngiliz uçakları tarafından bombalandığı, Kabe'nin ve Hacer-ül Esved'in hasar gördüğü yalanını yaydı. Türk Alman Nazi devletinin müslüman nüfusu üzerinde infial yaratan bu olay, Münih ve Konya'da cuma namazı çıkışı yapılan gösterilerle kınandı. İngiliz bayrağı ve Churchill kuklasının yakıldığı gösterilerde "Ya Hitler, bismilhitler, Hitler-ü Ekber" "Güçlü Wehrmacht, güçlü türk Alman Nazi devleti" sloganları atan mü'minler birer birer gönüllü olarak kışlalara teslim olmaya başladılar. Bir hafta içinde tam 50 bin Kırım tatarı, 5'inci Panzerdivision'a yazdıldı. Böylelikle Rusya'nın sayısal üstünlüğüne de darbe indirilmiş, adeta ket vurulmuş oluyordu. 





Kırım Tatarları'ndan oluşan Anzak Birliği cepheye sevk ediliyor


 Batıdan Gerd Müller komutasındaki Doğu Orduları, doğudan da Orhan Paşa komutasındaki Uzakdoğu Orduları tarafından -dünyanın yuvarlak olmasının da verdiği avantaj sayesinde- kıskaca alınan Moskova, 21 Ocak 1941 günü kuşatıldı. Moskova daha önce Kanuni Sultan Solomon tarafından 1526'da kuşatılmış fakat alınanamıştı. 21 Ocak sabahı, Alman ve Türk topları Moskova surlarını kulakları sağır eden bir kükremeyle dövmeye başladı. Çarpışmalar kanlı bir şekilde tam Türk basınının istediği minvalde sürüyordu. Fakat şehir bir türlü düşmek bilmiyordu. Fedakar Nazilli kadınları tekrar cepheye mühimmat sevkiyatının bel kemiği olmuşlardı. Top mermisi taşıyan bir Nazilli anası, yol kenarında gördüğü bir nefere bir bakraç ayran vermiş, fakat bakracı dudak payı bırakmayacak şekilde ağzına kadar doldurmuştu. Nefer, bunun üzerine "Ana, dolu! Dolu ana, dolu!" diye sitem etmişti anaya. Bir anda cephede yayılan bu "Ana, dolu!" sloganından hareketle, Asya'dan Avrupa'ya dört başı mahmur bir kısrak gibi uzanan yarımadaya Anadolu adının verilmesi kararlaştırılmıştı.

Sovyetler Birliği terör örgütünün yönetim kadrosundaki acizliği gözler önüne sermesi bakımından anlatılagelen şu anekdot, gerçekten kayda değerdir: Kuşatma devam eder, Rus ve afedersiniz Ermeni askerleri tüm kudretleriyle cenk ederken, St. Basil kilisesinde toplanan Alevi Dedeleri, Marx ve Engels'in cinsiyetini tartışmakla meşgul idiler. :(

Kuşatmanın 52. gününde, nur yüzlü sakallı bir amca elinde bir takım kağıtlarla Orhan Paşa'nın karargahında belirdi. Elindeki kağıtları yüksek sesle okumak istediğini ve elinde çok önemli bilgiler bulunduğunu söyleyen nur yüzlü dedeye Orhan Paşa izin verdi. Dede, elindeki kağıtların, Türkler'in kayıp 13’üncü kabilesine gönderildiği efsanesi binlerce yıldır kulaktan kulağa anlatılan peygamber İsa'ya ait elyazmaları olduğunu iddia ediyordu. Kağıtlarda "53'üncü gün Moskova'yı alan komutan ne mübarek komutan, Moskova'yı fetheden ordu ne şanlı ordudur" yazıyordu. Pozitif bilimlerin ışığında yükselen Nazi düşüncesine yürekten bağlı olan SS subayları, dedeye gülüp geçtiler. 

İsa (SAV) peygamberden haber getirdiğini iddia eden nur yüzlü dede


Fakat ertesi gün, yani kuşatmanın tam 53'üncü günü, havada yine o mübarek bulut belirdi. Bu zamana kadar hep zaferlerin ve kahramanlıkların habercisi olan bu bulutun, ortaya çıkmak için dedenin kehanetinde müjdelenen 53'üncü günü beklemesi tesadüf olamazdı. Dedenin kehaneti ve bulutun kalplere iman zerkeden mevcudiyeti ile bir anda şevke gelen neferlerimiz, surlara daha bir hırsla yüklendiler. Ve öğle saatlerinde Moskova surlarının Kremlin kapısında bir gedik açıldığı ve askerlerimizin açılan gedikten sızma yaptıkları haberleri duyuldu. 21 Mart 1941'da, saat 12:21'de, Kızılbereliler'den Mönchengladbachlı Hans, Moskova surlarına Üç Gamalı Hilalli Nazi ve Ülkü Ocakları bayrağını dikti. Sur savunmasının delindiği haberini alan Alevi Dedeleri "Şehrimizde Rus kalpağı yerinde alman miğferi ve Türk fesi görmeyi tercih ederiz" diyerek şehrin teslimi yönünde telkinlerde bulundular. Bunun üzerine, teslim bayrağı çekildi. Moskova düşmüştü!

Kır panzerinin üstünde başı dik ve gururlu, gızıl meydana giren Orhan Pamukoğlu halkın sevgi gösterileriyle karşılandı. Başpsikopos Medvedev, şehrin anahtarını Orhan Paşa'ya teslim etti. Orhan Pamukoğlu, sık sık yerel dil olan İznıtça atılan sloganlarla bölünen fetih konuşmasında, ermeni ve yahudiler hariç herkesin dinini ve dilini istediği gibi yaşayabileceğini, ancak devletin resmi dilinin Almanca olduğu realitesini kimsenin tartışmaya bile açamayacağını söyledi. St. basil kilisesinin camiye çevrilmesi emrini veren Orhan Pamukoğlu, Kremlin duvarına, beyaz boyayla "Ne mutlu Türküm yahut Almanım diyene!" özlü sözünü yazdırdı. 



1973 Erzincan debreminde yıkılana kadar Moskof gecelerini
 süsleyen Kremlin ve Orhan Paşa'nın dekoratif katkısı



 Oracıkta ayak üstü harf inkilabı da yapan Orhan Paşa, çocukların öğrenmekte zorluk çektiği ve halkın sadece yüzde 10'unun anlayabildiği saçma Kiril alfabesini kaldırarak yerine Alman alfabesini getirdi. Yazışmalarda sadece New Gothic German fontunun kullanılması talimatını vererek diğer tüm fontları yasakladı. Kurulan İstiklal Mahkemesi'nde "Türk ve Alman kuvvetlerine direnerek ülkesini savunmak" suçundan suçlu bulunan kominist sözde lider, bebek katili Stalin, Kızıl Meydan'da ibret-i alem olsun diyerek sallandırıldı. Leşi 3 gün sergilendi. Ülkeyi führer Hitler adına fetheden Çöl Aslanı Orhan Paşa, "Asker siyaset yapmaz!" diyerek, kısa süreliğine el koyduğu Rusya yönetiminden elini çekti ve Rusya'nın başına müstemleke valisi, kukla Borüs Yeltsin'i getirdi. Rusya başkanı, Nürnberg Nazi Ocağı başkan yardımcısına denk sayıldı. Rusya, böylelikle, içişlerinde Almanya'ya dışişlerinde ise Türkiye'ye bağlı bir kukla devlet haline gelmiş oluyordu. 




Yarın: Moskova'nın fethinin stratejik sonuçları... İngiltere ve Amarıka savaşa duhul edecek mi? Ulu führerin öngördüğü üzere savaş bitecek mi yoksa bir de batı cephesi mi açılacak?


14.12.09

İnkilap Tarihi Dersleri (4)

İkinci Dünya Meydan Muharebesi


Tekmili Birden Çok Kısım
Yazan: Gajdop & Modern Tesis
_________________________________________________
Hindex:
Backgurant
Giriş
   1. Savaşın Başlangıcı ve İlk Fetihler
   2. Sarıkamış Meydan Muharebesi
       2.1 Sarıkamış Muharebesinin Sonuçları
Büyük Doğu Cephesi
   1. Stalingrad Muharebelieri
        1.1 Birinci Stalingrad Muharebesi
        1.2 İkinci Stalingrad Muharebesi
   2. Büyük Taarruz
        2.1 Büyük Taarruz Öncesi Gelişmeler
        2.2 İzmir Süikastı
        2.3 Büyük Taarruz Hazırlıkları
_________________________________________________


Dünün Özeti, Günün Özeti:
Volga kırsalındaki kanlı Stanlingrad Muharrebeleri, cihan harbinin seyrini değiştirmişti. 300 Nazillili'nin kahramanca cengi sayesinde turan bozkurt taktiği işe yaramış, Rus Sovyet Komünüst ordusunun büyük kısmı imha edilmişti. Nihal Atsız, doğu cephesi komutanı olarak büyük sükse yapmış, halkın ve bürokrasinin sevgilisi olmuştu. Moskova'ya yapılacak bir saldırı savaşın sonunu getirebilirdi. 
_________________________________________________


2.  BÜYÜK TAARRUZ


2.1. Büyük Taarruz Öncesi Gelişmeler


İkinci Stalingrad muharebesinde alınan Türk Nazi galibiyeti, savaşın bir sonraki adresini tartışmaya mahal bırakmayacak şekilde ortaya koymuştu: Moskof eli. Rusların sözde başkentini almak demek, savaşı bitirmek demekti. Hitler'in gönlünden geçen, bir an önce saldırıp Sovyetler'i kendilerini toparlamalarına fırsat vermeden alaşağı etmekti. Fakat Nazi kuvvetlerinin de aniden saldırıya geçecek mecali yoktu. Milyonlarca şehit verilmiş, ordunun en elit kuvveti olan 300 Nazillili yekten kaybedilmişti. Yaraları sarmak ve çıkartılan Takrir-i Sükûn kanunu yardımıyla zorla silah altına alının fedakar Türk ve alman gençlerinden yeni birlikler oluşturmak amacıyla, büyük taarruz askıya alındı. Ruslar da sağdan soldan topladıkları kuvvetlerle Moskova'nın batısına yığınak yapmaya başladılar. Büyük savaş yaklaşıyordu. Ancak Nazi Cumhuriyeti iç huzursuzluklar ve bölücü faaliyetlerle çalkalanıyordu.

2.2. İzmir Suikastı

Büyük Taarruz'a kadar geçen bu hazırlık dönemi Türk Alman İslam birliğinin temellerinden çatırdamasına yol açan tatsız olaylara sahne oldu. 21 Eylül günü, İzmir'i ziyaret eden ulu önder Hitler'e suikast girişiminde bulunuldu. Mehmet Ali Ağca kod adlı Efraim Agopyan isimli ermeni yahudisi bir genç, boynuna çelenk takma bahanesiyle yanına kadar sokulduğu Hitler'e, beylik tabancasıyla 4 el ateş attı. Teşkilat-ı Mahsusa başkanı ve Hitler'in yakın koruması Topel Othman erken davranarak saldırganın üstüne atlamasa, belki de Hitler öldürülecekti. 



Hitler'in yakın koruması, İzmirli fedai Topal Othman


Kıskıvrak yakalanan Agopyan, işkenceli sorgusunda, ulu führere yapılan süikast girişiminin tüyler ürperten ayrıntılarını bir bir açıkladı. İnsanın kanını donduran bu komple teorisi uyarınca, Türk Alman Nazi devletinde Hitler'e şirk koşan bir oluşum filizlenmişti. Kendilerine Ergenekon Putsch Sözde Terör Örgütü adını veren bu hizip; Alman ırkının Kreuzberg dağını eriterek dünyaya yayılmasına vesile olan Alman Kurdu cinsi Aßena isimli köpeği de sembol olarak seçmişlerdi.


Hitler'in, milli mücadele yıllarından beri silah arkadaşlığını yapan, yanında omuz omuza çarpışan yakın çevresinden bir çok kişi bu suikast planının parçasıydı. Agopyan, azmettirici olarak şu isimleri verdi: Recep Peker, Ernst Röhm, Burhan Çaçan ve Kahtalı Mıçı. Nihal Atsız'a olan yakınlıklarıyla bilinen bu hizibin Hitler'in emriyle tutuklanmasını Nihal Atsız sert tepkiyle karşıladı. Köprüleri atan Atsız, Hitler'e meydan okudu: "Eğer sen şansölyeysen odrunun başına geç. Yok eğer ben şansölyeysem ordunun başına geçmeni emrediyorum" dedi ve Hitler'i, suikast davası sanıkları serbest bırakılmazsa sine-i millete dönmekle tehdit etti. Nihal Atsız aleyhine kanıt bulunamadığı için Hitler, Atsız'ın blöfü karşısında çaresiz kalmıştı.


Bölücü Ergenekon Putsch terör örgütünün siyasal kanadı olan Ergenekon Partisi'nin sözde amblemi (gaynak: içmihrak)

Fakat ertesi gün, Berlin Cumhuriyet Savcılığı emriyle suikastın organizatörlerinden Kahtalı Mıçı'nın evine yapılan baskında ele geçirilen darbe günlükleri sayesinde, Nihal Atsız'ın suikasti ve Ergenekon Partisi'nin bölücü aktivitelerini desteklediği ortaya çıktı. Ernst Röhm de işkence altında verdiği ifadede olayların bütün sorumlusnun Nihal Atsız olduğunu itiraf etti. Bu gelişmeler üzerine Hitler'in talimatıyla Nihal Atsız tutuklandı. Jet hızıyla kurulan Nürnberg İstiklal mahkemesi tarafından bütün suikastçilerle birlikte idamına karar verildi ve Ergenoken Putsch terör örgütünün siyasi kanadı Ergenekon Partisi kapatıldı. Hitler'e rakip olabilecek tüm Naziler ve özellikle son Stalingrad zaferiyle halkın gözünde iyiden iyiye güçlenmiş olan Atsız, bu sayede bir gecede ortadan kaldırılmış oldu. Atsız ve yandaşlarının tasfiyesinin ardından, Hitler'in emriyle, sivil bir oluşum olan Nazi Ocakları kuruldu ve örgütün başına İsmail Türüt getirildi. 


Nihal Atsız'ın son sözleri "Evlad-ı Aßena'yık, ayıptır, zulümdur." oldu. Yol arkadaşı ve akıl hocası Atsız'ı temizleyerek iktidarını perçinleyen Hitler'in, idam gecesi, üzüntüden bir büyük şınapsı tek oturuşta içtiği ve ertesi gün kanamalı bağsur çıkardığı söylenir. 


2.3 Büyük Taarruz Hazırlıkları


Siyasi arenada bunlar olup biterken, ulu führer askeri hazırlıklara son sürat devam ediyordu. En az şehit düşen Nazilli taburu kadar cengaver ve elit bir birlik yetiştirilmesi için SS ocağına emir verdi. O kadar yetenekli ve savaşkan genç bulmak savaş şartlarında kolay olmadığından, poropagonda bakanı Goebbels'in tekniklerine ihtiyaç duyuldu. 



Nazi Cumhuriyeti Peropoğanda Bakanı Orhan Veli Göbels


Bu amaçla, kanlı geçen Stalingrad cephesinde verdiğimiz şehitlerin cenazesi adeta bir gövde gösterisine dönüştürüldü. Üstüste yapılan, halkı galeyana getirici nitelikteki hamasi konuşmaların ardından, halkın sevgilisi  Çöl Aslanı Orhan Pamukoğlu sözü aldı. Tam sahneye kurulan kürsüden halka hitap edecekken, gökyüzünde gene o mübarek bulut belirdi. Mübareket bulutun üstüne yansıyan gamalı üç hilal figürüne büyülenmişçesine bakakalan halk, Orhan Paşa'nın tarihi "Karma ekonomi çok önemlidir!" başlıklı konuşmasını (Geselschaft der osmanien reich vol 2.) can kulağıynan dinledi. Çöl aslanı, konuşmasının son anlarında, artık kendi sesini bile duyamaz olmuştu halkın alkışlarından ve kan istiyoruz dercesine hezeyanından. "Güçlü Wehrmacht, güçlü Türkiye", "Hitler'e uzanan eller kırılsın", "Nazi Cumhuriyeti Türk Almandır, Türk Alman kalacak" sloganlarıyla Hitler'e olan bağlılığını ifşa eden kalabalıklar daha sonra kitleler halinde, Nazilli SS Kışlası'na doğru yürüyüşe geçtiler. Yaşı tutan, genç yaşlı herkes "Hepimiz SS'iz, Sovyetler'e yeteriz!" diye marşlar söyleyerek silah altına alınma talebinde bulundular.


TV'lerde banttan yayınlanan bu çoşkulu mitingi müteakkip, orduya asker yazılan gençlerin sayısında patlama yaşandı ve Der Reich, son saldırı için gerekli asker gücünün bir kısmını tatbik etmeyi bu sayede başardı.




Yarın: Büyük Taarruz! Naziler Moskof kapılarında. Savaşın sonu yaklaşıyor mu? Orhan Paşa, 300 Nazillili'nin yerini doldurabilecek mi? 


11.12.09

İnkilap Tarihi Dersleri (3)

İkinci Dünya Meydan Muharebesi

Tekmili Birden Çok Kısım

_________________________________________________

Dünün Özeti, Günün Özeti:

Sarıkamış Meydan muharebesiyle doğu cephesi açıldı. Enver Paşa komutaısndaki Osmanlı ordusu Sarıkamış'ta düşman Sovyetler tarafından bozguna uğratıldı. Tek kurtulan, elit SS Nazilli Panzer Tugayı idi. Bir bulutun sayesinde kurtulmuşlardı. Nazillililerin başına Çöl Aslanı Orhan Paşa getirilmiş, Karadeniz üzerinden, ana Nazi ordusuna katılması için Ukranya'ya sevk edilmişti.
_________________________________________________



BÜYÜK DOĞU CEPHESİ


1. STALİNGRAD MUHAREBELERİ

Cepheye yeni sevkedilen Orhan Pamukoğlu, kuvvetli bir kurmay heyeti toplamıştı. Kurmayları arasında zamanın en büyük teorisyenleri ve saha tecrübesi sahibi komutanları vardı. Nazi düşüncesinin ateşli savunucularından Recep Peker, Herman Goerring, Ozan Arif, İsmail Türüt ve Burhan Çaçan; Nazilli Panzerdivision'un başında, komutanları Orhan Paşa ile omuz omuza cepheye ilerlediler. "Ya SS ya SS" mottsu ve yeni tasarlanan "coat of arms"ları ile Nazillililer Wehrmacht'in gurur kaynağı idiler.



Düşmana korku salan SS Nazilli Taburu Coat of Arms

Kiev'i rahatlıkla alan Alman Türk ordusu, doğuya doğru hızla ilerlemeye devam etti. Fakat Bülentkrieg taktiğini çözen ruslar, birliklerin üstüne branda yahut fuşamba sererek, askerleri kuru tutmayı, dolayısıyla da arasözlerin etkin ataklarına karşı koymayı başarıyorlardı. Cepheyi şeftali gibi yarma tabir ettiğimiz hareket gerçekleşemeyince de Nazi ordularının hızı kesiliverdi. Volga kırsalında, Stalingrad yakınlarında ilerleyişi durdurulan Nazi ordusu, sayısı milyonlarla ölçülen büyüklükteki kafirûn ordusuyla cephe savaşına girmek zorunda kaldı. Savaş uzadıkça uzadı. Bu savaş, yıllar sonra, büyük tarihçi Murat Bardakçıyan tarafından "adeta bir kıyma makinesi gibi insan eti öğüten bir sistem gibiydi" sözleriyle tanımlanacaktı. Uzayan savaşın açığa çıkardığı ihtiyaçları karşılamak için artık ordunun ikmal sistemleri yetersiz kalıyordu. Bunun üzerine, Fransız asıllı Türk kadın yazar Halie d'Édipe Adoir, Nazillili anaları örgütledi. Fedakar Nazilli kadını, Nazilli'den Volga kırsalındaki cepheye sırtında akü, buji, kaçak İran mazotü, ingiliz anaktarı ve demir cevşen madalyaları taşıyordu. 




Cepheye sanayi tipi büberon taşıyan fedakar Türk kadını




1.1. Birinci Stalingrad Muharebesi


31 Haziran 1940 günü, Liman von Sanders paşa, Orhan Pamukoğlu ve tüm kurmay heyetin itirazlarına rağmen, kendi hazırladığı saçma büyük taarruz planını uygulamaya koydu. Plana göre, Bülentkrık taktiği terk edilecek ve düşmana bodoslama Allah ne verdiyse girişilecekti. Savaşı Smolensk Kocatepe'den yöneten Liman Paşa'nın taaruz emriyle beraber; Allah Allah ve Hitler Hitler çığlıklarıyla kafire saldıran Türk Alman ordusu, maalesef kanatları iyi kullanamadı ve püskürtüldü. Bu, büyük Türk milletinin ve onun kadar büyük olmasa da gayet önemli bir millet olan Almanlar'ın tarihteki ilk meydan savaşı mağlubiyetleriydi. yenilginin boyutu yalnızca insan sayısı bazında yüksek değildi. Bu, aynı zamanda,  büyük bir stratejik yenilgiydi de. Rusların sıcak denizlere inme emelleri yeniden alevlenmiş, Sırbistan'la birleşme hayallerini temsil eden Enosis düşüncesi canlanmıştı. Terazinin dengesi, Naziler aleyhine bozulmuştu.

Hitler, yenilginin faturasını Liman von Sanders'e çıkarttı ve sözleşmesini tek taraflı olarak feshetti. Hitler, dünya savaşının gidişatını değiştiren diğer hamlesini de bu noktada yaptı ve Alman Türk Nazi Kuvvetleri Doğu Cephesi komutanlığı ve Altıncı Ordu kumandanlığına, sağ kolu Nihal Atsız'ı getirdi. Miralay Orhan Paşa, elit Nazillililer'in başında görevine devam edecekti. Er ve erbaş başına 1, astsubay başına 2, subay ve üst rütbelilere ise dayanabilecekleri sayıda Rus karısı prim vereceğini açıklayan Nihal Atsız, askerin moralini bir anda düzeltti. Kurmaylarıyla yaptığı toplantı sonucunda, hazır moral had safhadayken ve düşman zafer sarhoşuyken yapılacak bir süprüz taarruzun, Sovyetleri adeta kontürpüyede yakalayacağını öne sürdü. Uzun tartışmalar sonucunda Stalingrad Taaaruz Eylem planı hazırlandı.




1.2. İkinci Stalingrad Muharebesi


30 Ağustos günü, güneş tepede gavur amı gibi yanarken, Türk Alman orduları taarruza geçti. 10.000 kişilik Nazi ordusu ve 300 Nazillili; 912.413 Rus ve afedersiniz Ermeni askerine karşı taarruza kalktı. Ruslar bu beklenmedik taarruzun şokunu atlatana kadar, Bülentkırık taktiği süprüz taarruzun başında işe yaramış ve yaklaşık 501.243 komünist piç, ölü veya yaralı olarak ele geçirilmişti. daha sonra kendini toparlayan General Andriy Şevçenkov yönetimindeki Kırmızı Ordu, karşı taarruza geçti. 




                      II. Stalingrad muharebesi planı, 300 Nazillili'nin Gomünüst orduyu durdurması ve SS ana ordusunun Turan Bozkurt taktiği ile arkaya sarkamsı esasına dayanıyordu


Nihal Atsız ve Orhan Paşa'nın ortak planı uyarınca, 300 Nazillili, bütün bu karşı taarruza kalkan Rus kuvvetlerini canları pahasına da olsa Volga nehrinin Kursk'a bakan kıyısında karlşılayacak ve yerinde tutacaktı. Bu esnada, kalan Türk Alman kuvvetleri turan bozkurt taktiği uyarınca Rusların arkasına sarkacak ve onları bertaraf edecekti. Bu çok riskli bir taktikti çünkü bütün bir hareket 300 kişinin kahramanlığı üzerine planlanmıştı. 300 Nazillili, karşı saldırıyı korkuyla beklerken tepelerinde yine o mübarek bulut beliriverdi. Bu bulutun tekrar görünmesinin bir tesadüf olamayacağını anlayan Nazillililer, ceng aşkıyla ve hevesiyle doldular. Bu motivasyonla sahaya çıkan 300 Nazillili, gelecekte filmlere konu olacak bir direniş sergiledi ve başlarında bulunan Çöl Aslanı Orhan Paşa komutasında yiğitçe çarpışarak 412.243 Rus askerini yerinde tutmaya çalıştı. Ölen bir Nazillili'ye karşın yaklaşık 14 bölücü Rus imha ediliyordu. Ancak kısıtlı sayıdaki Nazillililer bir bir şehit düşüyor, sayıları hızla azalıyordu. Ruslar, bir nevi sürümden kazanıyorlardı. Bu çarpışma o kadar kanlıydı ki Volga ırmağı kan kırmızı akar olmuş, şehit cenazeleri ve düşman leşleriyle dolmuştu. Ana orduya yeteri kadar zaman kazandıran bu efsanevi muharebe sayesinde, öğle namazı saatinde, 6. ordu arkadan Rus kuvvetlerine tüm kudretiyle müdahale etti.

Rus ordusu imha edilmiş ve Stalingrad muharebesi kazanılmıştı.
Fakat zaferin bedeli ağır olmuştu. Nazilerin türk taburu 300 Nazilli'nin hepsi şehit düşmüştü. Orhan Pamukoğlu, birliğiyle son ana kadar savaşmış, son nefer de düşünce koşarak kaçarak cephe gerisindeki yedek kuvvetlere sığınmıştı. Stalingrad Kuşatması'nın sonuçları da tarihi açıdan oldukça önemlidir.


   - Askeri ve stratejik sonuçlar: Stalingrad ele geçirildi ve bir locistik üssü haline getirildi. RSK'nın (Rus Silahlı kuvvetkleri) bel kemiği olan Kırmızı Ordu imha edildi. Sibirya'nın kapıları Almanlara ardına kadar açıldı. Hazar Denizi bir Alman gölü haline geldi. 

    - Hamasi sonuçlar: Kan kırmızı kesilen Volga nehrinde oluşan destansı bir görüntü sayesinde, Nazi Alman Türk Reich'ı bayrağı tasarlandı. 300 Nazilli'nin kahramanca mücadelesi dünya çapında yankı buldu ve Orhan Pamukoğlu efsane komutan olarak anılmaya başladı. Nihal Atsız ve Orhan Pamukoğlu feldmarşal rütbesine yükseltildiler. Orhan Paşa ayrıca Demir Cevşen madalyasıyla ödüllendirildi.



Nazi bayrağının ortaya çıkmasına vesile olan Kan Kırmızı Volga nehri ve gökte o mübarek bulut


Yarın yahut öbür gün: Yeni hedef Moskova'ya yürüyüp sözde Sovyet devletini ortadan kaldırmak, Alman Türk İslam Birliğini tahsis etmekti. Bunu başarmak, göründüğü kadar kolay mıydı? Napilyön'un bile yapamadığını, bir yandan iç karışıklıklarla boğuşan Hitler yapabilecek miydi? 

9.12.09

İnkilap Tarihi Dersleri (2)

İkinci Dünya Meydan Muharebesi

Tekmili Birden Çok Kısım

_________________________________________________

Dünün Özeti, Günün Özeti:
Hitler ve Atsız Nazilli cezaevinde tanış oluyorlar. Mahpustan sonra Nazilli'de Nazi partisi kuruluyor. Almanya'da Hitler, Türkiye'de Atsız iktidarı ele geçiriyor. Hitler'in Lebensraum doktürünü uyarınca dünya savaşı başlıyor. Almanlar doğuya, Rusya'ya doğru yardırıyor.Türkler ise Alman ordusuna, Kafkaslar üzerinden gelerek Ukranya'da katışmak istiyor.
_________________________________________________


2. Sarıkamış Meydan Muharebesi


Enver Paşa'nın emrindeki ordu, Nazi ordusunun belki de en elit birliği olan 23. SS Panzer tugayını da içerisinde barındıryordu. Tarihe "Nazilerin Türk taburu: Nazilli taburu" ismiyle, altın harflerle kazınmış olan kahraman Türk askerlerinin taburu. Nazizmin doğum yeri olan Nazilli'nin en yiğit ve cengaver gençlerinin yıllar boyu günde çift idmanla çalıştırılması ve tuz ve mermer karışımıyla beslenmesi sonucu, bu birlik dosta güven düşmana korku aşılayan bir birlik oluvermişti. ''Panzerler ve arasözlerle düşmana adeta bir mızrak başı gibi saplanıp, şeftali gibi yarılan cephenin arkasına sarkıp düşmanı tazyikli suyla püskürtme taktiği'' olarak açıklayabileceğimiz Bilentkrieg'in en iyi uygulayıcısıydı Nazilli taburu. Enver Paşa da bu Bülentkırık taktiğine ve Nazillililerin cesaretine güveniyordu. 


23. SS Panzerdivision (Nazilli Taburu) panzerleriyle


Fakat Enver Paşa büyük bir stratejik hata yaparak, Rus kuvvetlerine Batum dağı eteklerinde, Aralık ayının sonlarına doğru saldırdı. Beklenen şekilde, Nazilli taburunun, ağır arasöz atışı yardımıyla Rus savunma hattını adeta hallaç pamuğu gibi atıp yarmasıyla başlayan harekat faciaya dönüştü. Havanın aniden mevsim normallerinin 21 derece altına düşererek eksi 40 ları görmesiyle, arasöz atışı sonucu ıslanan düiman ve Türk askerleri donarak can vermeye başladı. Türk ordusunun ise ikmal hatları çok uzadığı için sevk ve idare aksamış, mont ve ugg sevkiyatı bu nedenle sekteye uğrayınca donarak ölümler gittikçe hızlanmıştı. En büyük kayıplar ise donan arasöz tanklarının Türk ordusu karargahına yakın bir noktada patlaması sonucu gerçekleşti. Bu acı günde, yüzbinlerce birliğin üzerine, patlayan arasözlerden supercooled tabir ettiğimiz nem partikülleri yağdı ve dondurucu soğukta ıslanan 456.664 asker can verdi. 


Tarihe Arasöz Faciası olarak geçen bu harekat sonucunda, Türk Nazi silahlı kuvvetlerinin Kafkasya Ordusu tamamen yok oldu. Tek kurtulan, Nazilli taburuydu. Arasözleri patlamış, düşman tarafından kuşatılmış halde çaresiz bekleyen taburu kurtaran, o anda beliriveren bir bulut oldu. Berrak havada, ansızın oluşan sıcak hava bulutu, Nazilli taburunun tam üstünde durdu. Böylece hem taburu donmaktan kurtardı hem de kana susamış vahşi Rus askerinden gizledi. Bulutun yardımına sığınan Nazilli taburu, son sürat Samsun'a doğru geri çekildi. Bu olay, bu mübarek bulutun, ikinci dünya savaşının seyrini değiştiren ne ilk ne de son icraaatiydi.



2.1 Sarıkamış Meydan Muharebesi'nin Sonuçları


Enver Paşa'nın yol açtığı fiyasko, Oberkommando der Harbiye kulislerinde büyük yankı buldu. Başarısızlığın timsali sayılan, silik karakterli, badem bıyıklı Enver Paşa Marmaris'e sürüldü. Soyadı kanununa müteakkip Kenan ismini alan paşa, Kenan Enver müstear ismiyle hayatının geri kalanını bu şirin tatil beldemizde nü resimler yaparak geçirecekti.




Kenan Enver, emekliliğinde


Sarıkamış'ran mucize eseri kurtulan Nazilerin türk taburu Nazilli Panzer Tugayı, yeni bir komutana ihtiyaç duyuyordu. Bu isme karar vermek, Harbiye Nazırı ve ülkü ocakları genel başkanı Nihal Atsız için hiç de zor olmadı. Hitler'in de onayıyla, Çöl Aslanı olarak nam salmış olan efsane komutan Miralay Orhan Pamukoğlu, Nazilli tugayının başına geçti. Ukranya'daki Alman kuvvetlerine doğudaki Kafkas dağları üzerinden duhul edemeyen Nazilli tugayı, Karadeniz'i gemilerle aşarak Ukranya kıyılarına çıktı. Onları takiben, 2 gün sonra da Orhan Pamukoğlu ordusuna katılmak için harekete geçti. Pusulası bozuk, köhne bir gemi olan TCG Breslau ile Samsun'dan 15 Mayıs 1939'da yola çıkan Orhan Pamukoğlu, 19 Mayıs günü Sivastopol'a ayak bastı ve Sivastopol kongresini başlattı. Kongre ertesinde birliklerini toplayıp Stalingrad'a doğru ilerlemekte olan Liman von Sanders Paşa komutasındaki Alman Altıncı ordusuna katılmak üzere, Kiev otobüsüyle, doğuya doğru hareket etti.




Feldmarschall Liman von Sanders Paşa


Yarın:
Dünya Savaşı hızlanıyor, kızışıyor. Büyük Doğu cephesi açılıyor. Birinci ve İkinci Stalingrad Muharebeleri'ni kim kazanacak?