8.12.09

İnkilap Tarihi Dersleri (1)

İkinci Dünya Meydan Muharebesi


Tekmili Birden Çok Kısım
Yazan: Gajdop & Modern Tesis


______________________________________________

BEKGRAUND

Yıl 1927: Avrupa'yı kasıp kavuran milliyetçilik dalgası sonunda Türkiye'ye ulaşmıştı. Ardı ardına kurulan milliyetçi ve hamasetçi partiler, halk nezdinde büyük itibar sahibi oluyorlardı. Bu dalganın, zamanın gençliğini etkilememesi düşünülemezdi tabii ki. Alttan gelen bu dip dalgasına, AKP hükümeti, yargıyı etki altına alarak karşılık vermeye çalışıyordu. Hiç bir temeli ve dayanağı olmayan Ergenekon soruşturması 1927 sonlarına doğru başlatıldı ve yurdun dört bir yanındaki milliyetçi gençler sudan bahanelerle tutuklanıp Silivri ceza evine tıkılmaya başladı. Bu iç karışıklığın doruk noktasına, Şubat 1928'de, tarihte 28 Şubat muhtırası olarak da bilinen postmodern darbenin yapılmasıyla ulaşıldı. Yurtçapında gerçekleştirilen temizleme hareketi (Ergenoeken putsch) çerçevesinde yüzbinlerce vatan evladı mahpusa atıldı.

Milliyetçi görüşlerinden dolayı içeri alınan temiz kalpli gençlerden biri de ressam Adolf Hitler idi. Sanat çevrelerinde "harika çocuk" olarak lanse edilen ve Kemik isimli bir de erotik romanı bulunan Hitler, Silivri'de yer kalmaması nedeniyle, Nazilli yarı açık cezaevine hapsedilmişti. Kapatıldığı koğuşta, koğuş ağalığı yapan, ve kadirşinaslığı sayesinde tüm kader mahkumlarının takdirini kazanmış olan, büyük teorisyen; Baba Nihal lakaplı Nihal Atsız da vardı. Genç Adolf, bu profesör tandanslı dünya tatlısı ırkçı insandan çok etkilenmişti. Sık sık ypatıkları münazaralarda onun ortaya koyduğu argümanları çürütmeye çalışıp başaramıyor, ve başaramadıkça da adım adım Baba Nihal'in yörüngesine giriyordu. Aylar geçtikçe fikirleri gelişen ve yerine oturan Adolf, yahudilerden ve ermenilerden kıyasıya nefret etmeye başlamıştı. Nihal Atsız'ın teorisi, Hitler'in hitabet gücüyle birleşmiş ve Uche-Högh'ten beri görülmemiş kudrette bir tandem ortaya çıkmıştı. Tüm mahkumları örgütleyip, cezaevinde isyan çıkarttılar. İsyan cezaevinden taşıp Nazillili milliyetçi gençleri de içine alacak şekilde büyüdüğünde, hükümetin onları serbest bırakmaktan başka çaresi kalmayacaktı.



Tarihi Nazilli Cezaevi ve Kebapçısı


Nazilli cezaevinden tahliye olduktan sonra, Hitler'in yükselişi daha da hızlandı. Önce kıraathanelerde, insanları galeyana getirici konuşmalar yaparak çevresini genişletti. Daha sonra yaptığı "Münih dostlar kahvesi nutuğu" sayesinde kitlelerce tanınır hale geldi. Buna müteakkip 1930 ilk baharında Nazilli Atatürk Meydanı'nda yaptığı konuşmayla Nazi (Nazilli Sosyalist Partisi) Partisi'nin kuruluşunu ilan etti ve iktidara talip olduğunu açıklayarak, ünlü Berlin yürüyüşüne başladı. Naziler Berlin kapılarına dayanmış, şansölye Hindenburg'u adeta kafa kola almışlardı. 


1938'de Atatürk ve Hindenburg'un zamansız ölümleri, Nazi iktidarına zemin hazırladı. Alman anayasa mahkemesinin meşhur 365 sandalye uygulamasına rağmen iktidarı ele geçiren Hitler, üçüncü reich'ı ilan etti. Sağ kolu ve hocası Nihal Atsız'ı Türk milliyetçilerinin başına getirdi. Bunda sonra anlatacaklarımız, Hitler ve yoldaşlarının, Hitler'in hapisteyken yaptığı Kavgam adlı yağlıboya tablosunda şekillendirdiği "Lebensraum" zihniyetini gerçek hayatta nasıl tatbik etmeye çalıştığının öyküsüdür.
GİRİŞ


1. Savaşın Başlangıcı ve İlk Fetihler:





 Hitler'in geliştirdiği Lebensraum doktrinine göre, üstün ırk olan Almanlar ve Türkler, ellerindeki çorak ve tarıma elverişsiz topraklara mahkum olmaktansa, geniş geniş yaşayabilecekleri, yayla tipi topraklara ihtiyaç duyuyorlardı. Hitler ve Atsız tarafından pis ve aşağı ırk olarak nitelendirilen Polonyağlılar, Islavlar, Kürtler ve çok afedersiniz Ermeniler, sahip oldukları topraklardan sürülmeli ve yerlerine Almanlar ile Türkler yerleştirilmeliydi. Nihal Atsız'ın, Hitler'e çektiği 23 Rebiülevvel 1932 tarihli telgrafta, "Ayşe tatile çıktı" ibaresi mevcuttu. Savaşın başladığına dalalet olan bu parolanın Almanya'ya ulaşmasıyla birlikte 37 Rebiülevvel günü harp başladı. Türk orduları Dersim'i Sabiha Gökçek önderliindeki Teiiarewaffe filolarıyla bombardumana aldı. Dersim'in düşüşü ve isyankar çocuk ve kadınların haklı idamından sonra Türk ordusu Hatay'a yöneldi ve Asi nehrini geçti. Aynı anda Nazi ordusu da Vistula hattını geçerek terörist başı Stalin'in önderliğinde bölücü ve gomünist bir devlet kurma hayali peşinde koşan Sovyetler Birliği'ne doğru ilerlemeye başladı. Amaç, Rusya'yı da alıp; Alsace-Lorrain'den Çin Seddi'ne uzanan, büyük Türk Alman İslam Birliği'ni kurmaktı...





Büyük Türk Alman İslam Birliği haritası
Siyah: Almanya
Kırmızı: Türkiye
Mavi: Osmanlı Karlofça Antlaşması öncesi sınırları
Sarı: Almanya'ya peşkeş çekilen topraklar
Yeşil: Kanayan yara Türk Alman doğu coğrafyası
Hepsi: Türk Alman İslam Birliği



Savaşın ilk ayları Alman ve Türk orduları için başarılı geçti. Rusya yolunda karşılarına çıkan Hollan Dağı, Polonyağı, Litvanyağı ve Letonyağı gibi ülkeden sayılmayacak saçmalıkta toprak parçalarını saatler içinde fetheden Wehrmaskin, Ukranya kapılarına dayandı. Hatay'ın ve Misak-ı Milli sınırlarının içinde bulunan Bağdat'ın kolay fethini müteakkip, Türk ordusu da kuzeye doğru yöneldi. Enver Paşa isimli genç bir komutanın yönetimindeki Türkiskdivision'un amacı, Kafkaslar üzerinden Ukrayna'ya saldırıp, Nazi kuvvetleriyle birleşmekti. Kafkasların Maradonası diye de bilinen Enver Paşa, bu büyük hareketın üstesinden gelecek liderlik ve kurmaylık özelliklerine sahip miydi?



İkinci Dünya Savaşı'ndaki ilk hareketler
(Düz çizgi, yapılan hareketler. Kesik çizgi, planlanan)

Yarın:
Rus ve Türk orduları Sarıkamış'ta karşılaşıyor. Sarıkamış Meydan Muharebesi. Nazilerin Türk Taburu. Ve daha fazlası.







Kule Piçi Tarih Kurumu gururla sunar...



Hiç yorum yok: