15.12.09

İnkilap Tarihi Dersleri (5)

İkinci Dünya Meydan Muharebesi

Tekmili Birden Çok Kısım

Yazan: Gajdop & Modern Tesis
_________________________________________________
Hindex:
   3. Büyük Taarruz ve İkinci Moskova Kuşatması
_________________________________________________


Dünün Özeti, Günün Özeti:
Stalingrad zaferinin verdiği gazla kendini Hitler'e şirk koyan Nihal Atsız ve ekibi, İzmir suikastı davasında suçlu bulunarak idam edilmişlerdi. Hitler artık Türk Alman Nazi Devleti'nin tartışmasız cumhurbaşkanıydı. Goebbels'in poropoğanda yardımlarıyla halkı gaza getirmek ve zorlu Moskof taarruzu için asker toplamaya çalışıyordu. Moskof'un düşmesi, ikinci cihan harbinin zaferle bitmesi demekti. Ancak yaklaşan kış ve zorlu hava kolulları eğer bir yenilgiye yol açarsa; sonu Naziler için felaket olabilirdi!
_________________________________________________

3. Büyük Taaruz ve İkinci Moskova Kuşatması




Orhan Paşanın şehit cenazesinde yaptığı şova dönüşen konuşmanın hemen ertesi günü, führer, Büyük Taarruz hazırlıklarının hızla tamamlanması ve Moskof yöresine doğru yürüyüşe geçilmesi emrini verdi. Herkes, idam edilen Nihal Atsız'dan boşalan Doğu Orduları Komutanlığı'na Orhan Pamukoğlu'nun getirilmesini bekliyordu. Ancak tüm beklentilerin aksine, Hitler, alman ekolünün güçlü temsiclisi Feldmareşal Gerd Müller'i kumandanlığa getirdi. Bu atama, Orhan Paşayla führerin de arasının açıldığı ve idam edilen Nihal Atsız’ın kliğinde Orhan Paşa’nın da bulunduğu yorumları yapılmasına yol açtıysa da, Hitler'in planı başkaydı.

En az, Stalingrad muharebesinde kahramanca can veren Nazilli tugayı kadar elit olması planlanan yeni bir özel kuvvet, beklenenden daha kısa sürede oluşturulmuştu. Kızıldereli gençlerinden oluşturulan Kızılbereli Mekanize Dağ ve Komando Tugayı, harbe dahil olmaya hazırdı. Ve Hitler, bu grubun başına Çöl Aslanı Orhan Paşa'yı getirmişti. Gizli bir harekatla Orhan Paşa komutasındaki Kızılbereliler'i müthiş bir locistik hamlesiyle, Rusya'nın doğu ucunda bulunan Kamçatka Dağları'na (Avaşin bölgesi - İkiyaka dağ sırası) indirmişti. Plan dahiyaneydi: Gerd Müller yönetimindeki ana ordu batıdan Moskof'u sıkıştırırken, gomünüstlerin saldırı beklemediği ve bu yüzden tahakkümde bulunmadıkları doğu yönünden de Kızılbereliler gelecek ve Moskof'u abluka altına alarak turan bozkurt taktiği yapmış olacaklardı. Orhan Paşa hiç vakit kaybetmeden Vladivostok'tan Moskova'ya yürümeye başladı. Kızılbereliler'in tek hedefi, Moskova’ya kadar olan 9 bin km'lik yolu 3-4 günde yürüyerek Moskova'ya doğudan, Müller komutasındaki ana ordu ile aynı anda saldırmaktı. 




Büyük Taarruz Pilanı (ayrıntılar için dıklayınız ve büyütünüz)
Pempe balön: Stalingrad
Morumsu balön: Moskova
Sarımsı balön: Vladivostok kırsalı



Ana orduyu sayıca daha da takviye etmek gerektiğini farkeden Hitler, gene Goebbels'in tekniklerine başvurdu. Gönüllü asker katılımını iyice artırmak için Goebbels, Mekke'nin Rus ve İngiliz uçakları tarafından bombalandığı, Kabe'nin ve Hacer-ül Esved'in hasar gördüğü yalanını yaydı. Türk Alman Nazi devletinin müslüman nüfusu üzerinde infial yaratan bu olay, Münih ve Konya'da cuma namazı çıkışı yapılan gösterilerle kınandı. İngiliz bayrağı ve Churchill kuklasının yakıldığı gösterilerde "Ya Hitler, bismilhitler, Hitler-ü Ekber" "Güçlü Wehrmacht, güçlü türk Alman Nazi devleti" sloganları atan mü'minler birer birer gönüllü olarak kışlalara teslim olmaya başladılar. Bir hafta içinde tam 50 bin Kırım tatarı, 5'inci Panzerdivision'a yazdıldı. Böylelikle Rusya'nın sayısal üstünlüğüne de darbe indirilmiş, adeta ket vurulmuş oluyordu. 





Kırım Tatarları'ndan oluşan Anzak Birliği cepheye sevk ediliyor


 Batıdan Gerd Müller komutasındaki Doğu Orduları, doğudan da Orhan Paşa komutasındaki Uzakdoğu Orduları tarafından -dünyanın yuvarlak olmasının da verdiği avantaj sayesinde- kıskaca alınan Moskova, 21 Ocak 1941 günü kuşatıldı. Moskova daha önce Kanuni Sultan Solomon tarafından 1526'da kuşatılmış fakat alınanamıştı. 21 Ocak sabahı, Alman ve Türk topları Moskova surlarını kulakları sağır eden bir kükremeyle dövmeye başladı. Çarpışmalar kanlı bir şekilde tam Türk basınının istediği minvalde sürüyordu. Fakat şehir bir türlü düşmek bilmiyordu. Fedakar Nazilli kadınları tekrar cepheye mühimmat sevkiyatının bel kemiği olmuşlardı. Top mermisi taşıyan bir Nazilli anası, yol kenarında gördüğü bir nefere bir bakraç ayran vermiş, fakat bakracı dudak payı bırakmayacak şekilde ağzına kadar doldurmuştu. Nefer, bunun üzerine "Ana, dolu! Dolu ana, dolu!" diye sitem etmişti anaya. Bir anda cephede yayılan bu "Ana, dolu!" sloganından hareketle, Asya'dan Avrupa'ya dört başı mahmur bir kısrak gibi uzanan yarımadaya Anadolu adının verilmesi kararlaştırılmıştı.

Sovyetler Birliği terör örgütünün yönetim kadrosundaki acizliği gözler önüne sermesi bakımından anlatılagelen şu anekdot, gerçekten kayda değerdir: Kuşatma devam eder, Rus ve afedersiniz Ermeni askerleri tüm kudretleriyle cenk ederken, St. Basil kilisesinde toplanan Alevi Dedeleri, Marx ve Engels'in cinsiyetini tartışmakla meşgul idiler. :(

Kuşatmanın 52. gününde, nur yüzlü sakallı bir amca elinde bir takım kağıtlarla Orhan Paşa'nın karargahında belirdi. Elindeki kağıtları yüksek sesle okumak istediğini ve elinde çok önemli bilgiler bulunduğunu söyleyen nur yüzlü dedeye Orhan Paşa izin verdi. Dede, elindeki kağıtların, Türkler'in kayıp 13’üncü kabilesine gönderildiği efsanesi binlerce yıldır kulaktan kulağa anlatılan peygamber İsa'ya ait elyazmaları olduğunu iddia ediyordu. Kağıtlarda "53'üncü gün Moskova'yı alan komutan ne mübarek komutan, Moskova'yı fetheden ordu ne şanlı ordudur" yazıyordu. Pozitif bilimlerin ışığında yükselen Nazi düşüncesine yürekten bağlı olan SS subayları, dedeye gülüp geçtiler. 

İsa (SAV) peygamberden haber getirdiğini iddia eden nur yüzlü dede


Fakat ertesi gün, yani kuşatmanın tam 53'üncü günü, havada yine o mübarek bulut belirdi. Bu zamana kadar hep zaferlerin ve kahramanlıkların habercisi olan bu bulutun, ortaya çıkmak için dedenin kehanetinde müjdelenen 53'üncü günü beklemesi tesadüf olamazdı. Dedenin kehaneti ve bulutun kalplere iman zerkeden mevcudiyeti ile bir anda şevke gelen neferlerimiz, surlara daha bir hırsla yüklendiler. Ve öğle saatlerinde Moskova surlarının Kremlin kapısında bir gedik açıldığı ve askerlerimizin açılan gedikten sızma yaptıkları haberleri duyuldu. 21 Mart 1941'da, saat 12:21'de, Kızılbereliler'den Mönchengladbachlı Hans, Moskova surlarına Üç Gamalı Hilalli Nazi ve Ülkü Ocakları bayrağını dikti. Sur savunmasının delindiği haberini alan Alevi Dedeleri "Şehrimizde Rus kalpağı yerinde alman miğferi ve Türk fesi görmeyi tercih ederiz" diyerek şehrin teslimi yönünde telkinlerde bulundular. Bunun üzerine, teslim bayrağı çekildi. Moskova düşmüştü!

Kır panzerinin üstünde başı dik ve gururlu, gızıl meydana giren Orhan Pamukoğlu halkın sevgi gösterileriyle karşılandı. Başpsikopos Medvedev, şehrin anahtarını Orhan Paşa'ya teslim etti. Orhan Pamukoğlu, sık sık yerel dil olan İznıtça atılan sloganlarla bölünen fetih konuşmasında, ermeni ve yahudiler hariç herkesin dinini ve dilini istediği gibi yaşayabileceğini, ancak devletin resmi dilinin Almanca olduğu realitesini kimsenin tartışmaya bile açamayacağını söyledi. St. basil kilisesinin camiye çevrilmesi emrini veren Orhan Pamukoğlu, Kremlin duvarına, beyaz boyayla "Ne mutlu Türküm yahut Almanım diyene!" özlü sözünü yazdırdı. 



1973 Erzincan debreminde yıkılana kadar Moskof gecelerini
 süsleyen Kremlin ve Orhan Paşa'nın dekoratif katkısı



 Oracıkta ayak üstü harf inkilabı da yapan Orhan Paşa, çocukların öğrenmekte zorluk çektiği ve halkın sadece yüzde 10'unun anlayabildiği saçma Kiril alfabesini kaldırarak yerine Alman alfabesini getirdi. Yazışmalarda sadece New Gothic German fontunun kullanılması talimatını vererek diğer tüm fontları yasakladı. Kurulan İstiklal Mahkemesi'nde "Türk ve Alman kuvvetlerine direnerek ülkesini savunmak" suçundan suçlu bulunan kominist sözde lider, bebek katili Stalin, Kızıl Meydan'da ibret-i alem olsun diyerek sallandırıldı. Leşi 3 gün sergilendi. Ülkeyi führer Hitler adına fetheden Çöl Aslanı Orhan Paşa, "Asker siyaset yapmaz!" diyerek, kısa süreliğine el koyduğu Rusya yönetiminden elini çekti ve Rusya'nın başına müstemleke valisi, kukla Borüs Yeltsin'i getirdi. Rusya başkanı, Nürnberg Nazi Ocağı başkan yardımcısına denk sayıldı. Rusya, böylelikle, içişlerinde Almanya'ya dışişlerinde ise Türkiye'ye bağlı bir kukla devlet haline gelmiş oluyordu. 




Yarın: Moskova'nın fethinin stratejik sonuçları... İngiltere ve Amarıka savaşa duhul edecek mi? Ulu führerin öngördüğü üzere savaş bitecek mi yoksa bir de batı cephesi mi açılacak?


1 yorum:

garagusak gaykayci dedi ki...

vaowww. cilgin bir yazi dizisi gercek roman tarihi dokumenti.