19.10.09

İçimize Bakış Açısı


Hayır dolu bir haftaya günaydın demenin tatlı heyecanı içindeyiz pek sevgili kulepiçi okurları. Bu hafta sizlere yeni köşemiz olan içimize bakış açısını takdim etmenin onulmaz gururunu yaşıyoruz. Bu köşemiz genel hatlarıyla yazarlarımızın çok merak edilen iç dünyalarını, hayatlarına anlam katan olayları, meşhur olmadan önce basit birer hiçken neler yaptıklarını, arzularını, korkularını ve en önemlisi tuttukları takımı konu alacak ve sizlerle paylaşacak. Zamanla yazarlar bu köşeden birbirlerine lanlı lunlu bok atarsa hiç şaşırmayın derim. Karakterimiz belli.

Söze sitemizin pek sevilmeyen yazarlarıdan Gaykaylı maykaylı rumuzu olan arkadaşımızla başlayalım ne dersiniz ha? Geçen gün kendisine iyi niyetli, temiz içerikli bir mektup gönderdim. 2006 senesinden beri süregelen iletişimsizlik tabanlı gerginliğimize bir nokta koymak; bir nevi abilik, büyüklük yapıp  kendisine bir zeytin dalı uzatmak istedim. Birebir bedava diksiyon, dilbilgisi ve kompozisyon dersleri önerdiğim arkadaşım önce bana "neamuköttüümüyü hesseazüküm" şeklinde ters yaptı sonra da malesef medya üzerinden bana işte böyle el kol tırı vırı çok yanlış şeyler benim kanımca. Mektubuma cevap geldi gelmesine de her zaman dönüp dolaşıp takıldığımız konu yine karşımıza çıktı. Arkadaşımızın ne dediği anlaşılmıyor. Yazılı metni anlamak için bir araya getirdiğim etimolog, dilbilimci ve MİT şifre çözüm uzmanlarından oluşan ekip "biz böyle bir şey görmedik abi, dikkat dağıtmak için yazılmış bir metin herhalde" şeklinde bir görüş birliğine vardılar. MİTçi arkadaşların şüpheleri malesef boşa çıkmadı, biz "bu harf ne, harf mi bu" diye düşünürken Gaziantep Fener'e bir gol daha attı. Sendeyiz Memet. Evet Memet (Myemet diye okunur).

Sıradaki arkadaşımız optieek rumuzlu en derin his insanı. Kendisini aramıza katmak için çok lobi yaptık, çok uğraştık. Yeşil ışık yaktığı anda elinden tutup masaya oturttuk ve imzasını aldık. Fakat arkadaşım bizimki gibi elit bir loncaya kapağı atmanın verdiği gereksiz rahatlıkla elini kağıt kalemden çekti. Köşenin bu köşesini kendisini tehdit etmeye ayırdım. Adını sanını giguya yazdım, evini barkını buldum. Bu cuma kendisini ziyaret edeceğim. Eğer cumaya kadar kalbur üstü bir yayın yapar ise bu ziyaret hayırla sonuçlanır, lokum yenir, türk kahvesi içilir. Çiçekle gelirim yani. Haa, şayet bir yayın yapılmamışsa, ya da yapılan yayın kulepiçi standartlarının altındaysa o ziyarette arbede çıkar. Tersim pistir, baş edemezsin. Cumartesi bir daha gelirim o kadar pistir. Pazar dönerim herhalde. Hadi bakalım.

Bazı yazarlarımızın iç dünyasına yaptığınız bu ufak yolculuk burada son buluyor. Haftaya tekrar aynı saatte kulepiçinde buluşmak dileğiyle, esen kalın, hayırlı cumalar.

Hiç yorum yok: